Mesaj Sayısı : 754 Yaş : 28 Ruh Halin _? : Kayıt tarihi : 18/08/08
Konu: Geri: ****Fıkralar*** Cuma Ağus. 22, 2008 4:18 am
ir mecliste Kuran-ı Kerim'den söz açılmıştı. Kuran'ın eşsizliğinden ve olağanüstü bir eser olduğundan bahsedilirken, odanın bir köşesinde kendi halinde çubuğunu içmekte olan bir Bektaşi söze karışarak; "Evet, Allah'ın kelamı cidden eşsizdir. Amma, yazısı biraz karışıktır!" der. Dinleyenlerden biri hayret ve biraz da hiddetle sorar: - Karışık mıdır, nerden biliyorsun?.. Bektaşi acınacak bir tavırla cevap verir: - Alnımın yazısından!..
C_k_m_C_K_c_K Süper SagocuxXx
Mesaj Sayısı : 754 Yaş : 28 Ruh Halin _? : Kayıt tarihi : 18/08/08
Konu: Geri: ****Fıkralar*** Cuma Ağus. 22, 2008 4:18 am
Bir bektaşi, merkebine odun yükleyip şehre gelirken karşıdan tüccar kılıklı iki adam peyda olarak: "Şu zındıkla alay edelim!" diye Bektaşi’ ye yanaşıp selam verince Bektaşi de durur, merkebi de... Tüccarlar işaretle: - Bu eşeğin ne düşünüyor? - Odun taşımaktan yorgun düştü de, artık kasabada ticaret etmeyi düşünüyor!
C_k_m_C_K_c_K Süper SagocuxXx
Mesaj Sayısı : 754 Yaş : 28 Ruh Halin _? : Kayıt tarihi : 18/08/08
Konu: Geri: ****Fıkralar*** Cuma Ağus. 22, 2008 4:18 am
Öğretmen öğrencilere sırasıyla babalarının ne iş yaptığını sormuş. Avukat, doktor, hakim, memur derken sıra sessiz ve sıkılgan bir çocuk olan David'e gelmiş. Öğretmen ona da babasının ne iş yaptığını sormuş. David anlatmaya başlamış: - Babam bir gay barda striptizci olarak çalışıyor. Herkesin içinde çırılçıplak soyunuyor. Eğer iyi bahşiş veren birileri olursa onlarla birlikte geceleri evlerine gidiyor. Öğretmenin rengi atmış. Diğer çocuklara oyalanmaları için bir görev verip David'i bir kenara çekmiş: - David, baban gerçekten bu işi mi yapıyor? - Hayır öğretmenim, babam aslında Bush için çalışıyor, ama sınıfın önünde söylemeye utandım.
C_k_m_C_K_c_K Süper SagocuxXx
Mesaj Sayısı : 754 Yaş : 28 Ruh Halin _? : Kayıt tarihi : 18/08/08
Konu: Geri: ****Fıkralar*** Cuma Ağus. 22, 2008 4:19 am
Kayseri'nin bir köyünde imece yöntemiyle yol yapılıyor. Bunun için de eşekten yararlanılıyor. Eşek hangi yolu izlerse, orası genişletip araba yoluna dönüştürülüyor. Köye gelen Amerikalı Barış Gönüllüsü, ne olup bittiğini kavrayamadığı için sorar : -Ne yapıyorsunuz böyle? -Yol yapıyoruz. -Bu eşek ne için? -O, yolun mühendisi. Yola uygun geçişi o gösterir. Barış Gönüllüsü katıla katıla güler : -Ya eşek bulamasaydınız? -İşte o zaman Amerika'dan mühendis getirirdik!
C_k_m_C_K_c_K Süper SagocuxXx
Mesaj Sayısı : 754 Yaş : 28 Ruh Halin _? : Kayıt tarihi : 18/08/08
Konu: Geri: ****Fıkralar*** Cuma Ağus. 22, 2008 4:19 am
Softalar, Bektaşi'ye, Tanrı'nın büyüklüğünü öğretmeye çalışıp duruyorlar. Anlatıp, anlatıp, sonunda da diyorlar ki: "Tanrı isterse iğne deliğinden deve bile geçirir!" Bektaşi: "Elbette," diyor. "Nasıl elbette?" diyor softalar. Bektaşi çözüyor düğümü: - Tabii ya! Onun yapamayacağı şey mi var? Canı ister, iğne deliğini büyütür veya canı ister, develeri küçültür, vızır vızır geçirir.
C_k_m_C_K_c_K Süper SagocuxXx
Mesaj Sayısı : 754 Yaş : 28 Ruh Halin _? : Kayıt tarihi : 18/08/08
Konu: Geri: ****Fıkralar*** Cuma Ağus. 22, 2008 4:19 am
Çok güldüm.
ÇAĞDAŞ ERKEK TEMEL...> >
Uluslararası bir yarışaya katılan bizim Temel her zaman olduðu gibi dünya birincisi olmuş... Yarışmanın esası ; yarışmacıların sadece giydikleri kıyafeti kullanarak ne kadar çağdaş olduklarını ifade edebilmelerine dayanıyormuş...> >Kıyafetlerinde bir mesaj gizli olması gerekiyormuş.. Bizim Temel'i birinci getiren kıyafet şöyleymiş :> >-Temel anadan doðma çırılçıplak,> >-Elinde bir buket kırmızı gül,> >-Kafasında takılı askeri tip bir gaz maskesi ve işlevini yerine getirecek şekilde takılmış bir prezervatif.> >> >Yarışma sonucunu açıklayan sunucu heyecanlı bir sesle;> >-Veeeee sayın izleyiciler. Sıra geldi yarışmanın birincisini açıklamaya.> >Türkiye'den Temel; çıplaklığıyla insanın saflığını,> >elindeki gülle aşkı ve sevgiyi, kafasındaki gaz maskesiyle dünyanın ve > >çevrenin korunması gerektiğini, prezervatifle ise günümüzde doğum> >kontrolünün ne kadar gerekli olduðunu ifade ederek en çağdaş erkek > >seçilmiştir.........> >> >-Sunucu bunu der demez Temel aynı kıyafetle sahneye atlamış ve mikrofonu eline alarak başlamış bağırmaya :> -Ula uşaklar; siz bu zillinin dediğine bakmayın. Ben demek istedumki;> gaz maskesiyle gülün kokusini ne kadar alursan, prezervatifle de o iş o kadar olur....>
C_k_m_C_K_c_K Süper SagocuxXx
Mesaj Sayısı : 754 Yaş : 28 Ruh Halin _? : Kayıt tarihi : 18/08/08
Konu: Geri: ****Fıkralar*** Cuma Ağus. 22, 2008 4:20 am
Sultan Abdülmecid bir gün Boğaziçi'nde büyük bir bağın tam ortasındaki köşkünde oturan bir Bektaşi babasını ziyarete gitmiş. Bektaşi, o gün komşu bağdaki bir arkadaşını ziyarete gitmiş. O dönünceye kadar padişah bağın her tarafını dolaşmış. Bektaşi dönünce karşılıklı konuşmaya başlamışlar. - Erenler bağın maşallah çok büyük. Üzümünü ne yapıyorsun? - Müritlerle ve canlarla birlikte yeriz Sultanım. - Buradaki üzüm yemekle biter mi? - Yemediğimizi de sıkıp fıçılara basar, suyunu içeriz. - Peki ama, sıkılmış üzüm şarap olmaz mı? - Vallahi Sultanım, biz üzümü sıkıp fıçılara basarız. Allah ne isterse o olur. Üst tarafına karışmak haddimize mi?
C_k_m_C_K_c_K Süper SagocuxXx
Mesaj Sayısı : 754 Yaş : 28 Ruh Halin _? : Kayıt tarihi : 18/08/08
Konu: Geri: ****Fıkralar*** Cuma Ağus. 22, 2008 4:20 am
Hoca, camide içkinin kötülüğünden bahsediyormuş. Cemaat arasında bulunan Bektaşi'nin fena halde canı sıkılmış. Gitmek üzere kalkayım derken, koynundaki şarap şişesi kayıp yere düşmüş. Baba hiç istifini bozmadan şöyle konuşmuş: - Kör olasıcayı işte kaldırıp attım. Sizde varsa, tam zamanı! Siz de atın!..
C_k_m_C_K_c_K Süper SagocuxXx
Mesaj Sayısı : 754 Yaş : 28 Ruh Halin _? : Kayıt tarihi : 18/08/08
Konu: Geri: ****Fıkralar*** Cuma Ağus. 22, 2008 4:20 am
Müthiş bir fırtına patlamıştı. Yolcuların hepsi perişan durumdaydı. Bunların arasında bir de Bektaşi vardı. Baktılar, Bektaşi, Allah'a yalvarıp yakarmaya başlamış: - Adını bilmediğim bir evliyaya bir koç adıyorum. Yeter ki fırtına dinsin... Bektaşi'nin yakarması kaptanın tuhafına gitmişti: - Hayret! Hiç adını bildiğin bir evliya yok mu?! "Yok olur mu, elbette var!" diye cevap verdi Bektaşi. "Var da, hepsini birer kez aldattım..."
C_k_m_C_K_c_K Süper SagocuxXx
Mesaj Sayısı : 754 Yaş : 28 Ruh Halin _? : Kayıt tarihi : 18/08/08
Konu: Geri: ****Fıkralar*** Cuma Ağus. 22, 2008 4:21 am
Doğu illerindeki bir ağanın en büyük zevki, kar üzerine çişiyle imzasını atmakmış. Bu nedenle kar yağmaya başladığı andan itibaren köyde hayvanlar dahil hiç kimse sokağa çıkamazmış. Kar biraz kalınlaşınca, ağa sırtına kürkünü giyer ve köy meydanına gelirmiş. Yanında da en yakın yardımcısı Haso. Ağa sırtını köye doğru döner sonra sorarmış: - "Ula Hasso, ahali bakiy mi?" Hasso cevap verirmiş: - "Evet ağam, hepisi de bir olmuş, pencerelerden bakir." Ağa çisiyle karın üzerine imzasını atarmış "Abdullah Cizrelioglu". Sonrada bir nokta koyarmış ve sorarmış: - "Hala bakirler mi?" - "He ağam, hem bakirler hem de çılgın gibim alkıslirler." Her sene ayni tören sürermiş. Aradan 7 yıl geçmiş. Ağa yine, kar tuttuktan sonra, çıkmış köy meydanına. Sormuş Hasso'ya: - "Ahali bakir mi?" - "He ağam, bakirler, köpekler, kediler bile camdadır." Ağa "Abdullah" diye adini, arkasından "Cizrelioglu" diye soyadını yazmaya başlamış ki; kalakalmış, çünkü yaş gereği prostat. Halka rezil olmak var. Alçak sesle Haso'ya sormuş: - "Bakirler mi?" - "He ağam, bakirler de, sen ne diye durdin öyle?" Ağa çaresiz: - "Ula gel yanıma, arkanı dön ahaliye, tamamla şunu." diye emretmis. Hasso bir an durmuş, sonra çişini yapmaya hazırlanmış ve ağanın kulağına eğilip : - "Ağam" demiş, "Kırk yıldır kafama vurdin, salak dedin, sırtıma vurdin aptal dedin. Ha bu kulun okumayi yazmayi sökemedi ki, ucuni tut da yazının devamını sen yaz."
BIRLIKTE ÇALIŞTIKLARINIZI EĞITMEZSENIZ ....... TUTACAĞINIZ GÜN YAKINDIR.)
C_k_m_C_K_c_K Süper SagocuxXx
Mesaj Sayısı : 754 Yaş : 28 Ruh Halin _? : Kayıt tarihi : 18/08/08
Konu: Geri: ****Fıkralar*** Cuma Ağus. 22, 2008 4:21 am
Gelin kaynana karşı karşıya oturmuşlar. Kaynana; - Gelin sen daha yenisin birbirimizin huyunu suyunu oturup konuşarak anlayalım demiş. Gelin de; - Tabi anne konuşalım demiş. Kaynana başlamış anlatmaya. - Aman kızım benim 3 halim vardır dikkat et. Sağıma gül takmışsam; neşeli olurum, her yola gelirim. Kulağımın arkasına gül takmışsam havamda olmam, cok ısrarcı olma. Eğer ki yakama ya da kulağıma gül takmamışsam sakın ha etrafımda dolaşma çok sinirli olurum. Gelin, kaynana lafını bitirince girmiş lafa; - Amaaaan anne benim öyle 3-5 halim falan yoktur. Bacak bacak üstüne atarım, sigaramı yakarım, sen gülünü kıçına da taksan ben keyfime bakarım
C_k_m_C_K_c_K Süper SagocuxXx
Mesaj Sayısı : 754 Yaş : 28 Ruh Halin _? : Kayıt tarihi : 18/08/08
Konu: Geri: ****Fıkralar*** Cuma Ağus. 22, 2008 4:21 am
Jim ile Mary akıl hastanesinde iki hastadır. Bir gün hastanenin yüzme havuzunun etrafında dolaşırken Jim aniden suya atlayıp en dibe batar. Bunu gören Mary hemen ardından atlar ve dibe kadar yüzüp Jim'i kurtarır. Tabii Mary'nin bu kahramanca davranışı hastanede olay olur. Bunu duyan başhekim de Mary'nin artık iyileştiğini düşünüp, hastaneden derhal taburcu edilmesi emrini verir. İşlemler yapılır, belgeler çıkartılır, Başhekim ayni gün Mary'nin yanına gider: -Mary, sana bir iyi bir de kötü haberim var. İyi haberim, yaptığın kahramanca davranıştan ötürü anladık ki akli dengen tamamen yerinde ve böylece hastanemizden taburcu oluyorsun. Kötü habere gelince, kurtardığın hasta, Jim, intihar etmiş. Az önce odasının banyosunda kendisini asmış bulundu. - Mary gayet sakin yanıt verir: “O intihar falan etmedi ki. Ben onu astım kurusun diye. “
C_k_m_C_K_c_K Süper SagocuxXx
Mesaj Sayısı : 754 Yaş : 28 Ruh Halin _? : Kayıt tarihi : 18/08/08
Konu: Geri: ****Fıkralar*** Cuma Ağus. 22, 2008 4:21 am
Bir tımarhanede deliler ayaklanır ve binanın orta bahçesini işgal ederler. Hiçbiride dağılmaz. Bunun üzerine doktorlar toplanarak yönetmeliği açarlar ve aynısını uygulamaya karar verirler. Yönetmeliye göre bir doktoru çırılçıplak soyar delilerin içine atarlar. Doktor içeri girince * BOMBAAA * diye bağırır. Bunu gören deliler doktoru tuttukları gibi camdan dışarı atarlar. Bunun üzerine doktorlar tekrar toplanır ve konuşurlar. Bu işte bir yanlışlık vardır. Delilerin hepsinin dağılması gerekmektedir. Yeniden denerler. Bir doktoru daha soyup içeri atarlar ve oda * BOMBAAA * diye bağırır. Deliler onu da tuttukları gibi camdan dışarı atarlar. Başhekim en sonunda bir de ben deniyeyim der ve soyunup delilerin arasına girer ve * BOMBAAA * diye bağırır. Bunun üzerine bütün deliler kaçışır ve binayı ve orta bahçeyi terk ederler. Doktorlar merak eder ve biraz akıllı olanlarından toplayarak bu durumu sorarlar. Niçin siz ilk iki doktor girdiğinde binayı boşaltmadınız da son başhekim girdiğinde boşaltınız? derler. Delilerde "İlk giren iki bombanın fitili uzundu ama son giren bombanın fitili kısaydı zamanımız yoktu içerde patlamasın diye böyle yaptık" derler.
C_k_m_C_K_c_K Süper SagocuxXx
Mesaj Sayısı : 754 Yaş : 28 Ruh Halin _? : Kayıt tarihi : 18/08/08
Konu: Geri: ****Fıkralar*** Cuma Ağus. 22, 2008 4:21 am
Yaşamaktan iyice bıkan delilerden biri intihar etmeye karar verir ve eline bir ip alır. İpi önce beline, sonra yüksek bir ağaca bağlar, başlar sallanmaya. Durumu farkeden gardiyan sorar: - Sen ne yapıyorsun? Deli: - İntihar ediyorum... Gardiyan: - Hiç öyle intihar edilir mi?! İpi beline bağlayacağına boğazına bağlasana! Deli: - Onu da denedim, ama o zaman nefes alamıyorum.
C_k_m_C_K_c_K Süper SagocuxXx
Mesaj Sayısı : 754 Yaş : 28 Ruh Halin _? : Kayıt tarihi : 18/08/08
Konu: Geri: ****Fıkralar*** Cuma Ağus. 22, 2008 4:22 am
Fransız, İngiliz, Alman, Rus, İranlı, Holandalı, bir de bizim Temel barda sohbet ederlerken sıra gelmiş memleketlerini övmeye.. İngiliz, "Arkadaşlar. ." demiş "Bizim biramız cok meşhurdur.. içmeye kıyamazsınız Fransız hemen girmiş konuya "Bizim kızlarımız meşhurdur.." demiş, "öpmeye kıyamazsınız" Alman içini çekip " Hey gidi memleketim.. " demiş, "Biz öyle arabalar üretiriz ki binmeye doyamazsınız. ." Holandalı hemen atılmış, "Evlerimiz.. " demiş, "Bizim dünya şirini evlerimiz meşhurdur.." Bizim en meşhur şeyimiz KGB'dir.." demiş Rus, "Dünyanın bir ucunda sinek havalansa haberdardır ! .. Sıra ona gelince İranli ya " Halılarımız. ." demiş, "Yumuşacıktır ve çok meşhurdur.." Sonra hepsi birden suskun oturan Temele dönmüşler.. Sakin sakin bakmış onlara ve gülerek baslamış söylemeye.. "Bizim delikanlılarımız meşhurdur. Öyle ki ; Alır Fransızın kızını, içer İngilizin birasını, Atar Almanın arabasına, Götürür Holandalının evine, Yatırır İran halısının üzerine, Değil kocasının, KGB'nin bile ruhu duymaz.."
C_k_m_C_K_c_K Süper SagocuxXx
Mesaj Sayısı : 754 Yaş : 28 Ruh Halin _? : Kayıt tarihi : 18/08/08
Konu: Geri: ****Fıkralar*** Cuma Ağus. 22, 2008 4:22 am
ANNESİNDEN TEMEL'E MEKTUP
"Sevgili oğlum Temel... Senin hızlı okuyamadığını bildiğim için mektubu yavaş yavaş yazıyorum... Artık senin büyük şehre gittiğin sırada yaşadığımız evde yaşamıyoruz. Baban bir gazetede, "İnsanların başına genellikle evlerinin iki kilometre civarındaki bölgelerde kaza geldiğini" okumuş; o yüzden taşındık... Sana yeni adresi veremiyorum, çünkü yeni evimizde bizden önce oturan hemşehrilerimiz, taşınınca adresleri değişmesin diye kapı numarasını söküp götürmüşler... Bu evde garip bir çamaşır makinası var. Geçen gün içine dört gömlek koydum, çalıştırmak için duvardaki zinciri çektiğimden beri bir daha gömlekleri göremedim. Geçen hafta sadece iki kez yağmur yağdı. İlki üç gün, ikincisi ise dört gün sürdü... Benden istediğin yeleği postaya verdim. Ancak, halan 'o koca düğmelerle paket çok ağır olur' deyince düğmeleri kopartıp yeleğin cebine koyduk. Orada bulabilirsin... Not: Sana biraz da para gönderecektim, ama zarfı bir kere yapıştırmış bulundum... Sevgiler... Annen"
C_k_m_C_K_c_K Süper SagocuxXx
Mesaj Sayısı : 754 Yaş : 28 Ruh Halin _? : Kayıt tarihi : 18/08/08
Konu: Geri: ****Fıkralar*** Cuma Ağus. 22, 2008 4:22 am
Sevgili Cloak-and-Dagger, Amerika ve müttefiklerinin, tüm bölgelerle ilgili olduğu gibi, Ortadoğu ile ilgili de bizim bilip bilemediğimiz, uzun ve kısa vadeli planları var. Bu planlarının bir parçası da; ülkelerinde etkin politikacılar, devlet adamları, askerler ve medyayı kullanmak ve bizi yönetecek insanları kendi istekleri doğrultusunda seçtirmek. Yukarıda verdiğiniz fıkramsı, traji-komik haber de, İsrail destekli, İran' a yapmayı planladıkları müdahalenin ön hazırlıkları. Hatırlarsanız, başımıza bela olmaya devam eden Irak müdahaleleri önceside, gazeteler ve görsel medya, Irak' ın sahip olduğu "Cehennem Silahları" ile doluydu. Irak' ın sahip olmadığı cehennem silahlarını ise Amerika, İngiltere zavallı insanların üzerlerine kustu... Onun için haberleri dikkatlice yorumlamak ve düşünerek yorumlamak gerekiyor, kanımca. Oyun içinde oyunlar oynanıyor. Sevgilerimle
C_k_m_C_K_c_K Süper SagocuxXx
Mesaj Sayısı : 754 Yaş : 28 Ruh Halin _? : Kayıt tarihi : 18/08/08
Konu: Geri: ****Fıkralar*** Cuma Ağus. 22, 2008 4:22 am
Bektaşi, camide namazdan sonra dua etmiş: - Ey ulu Tanrım, bana bir rakı parası ver! Yanında namazını bitiren softa da, ellerini kaldırmış: - Rabbim, bana iman ver! İki duayı da işiten hoca, Bektaşiye: "Bak, herkes ne istiyor Tanrı'dan, sen rakı parası!.. Utanmıyor musun?" demiş. Bektaşi usulca; "Ne yapalım hoca efendi, herkes kendisinde olmayanı ister!" demiş.
C_k_m_C_K_c_K Süper SagocuxXx
Mesaj Sayısı : 754 Yaş : 28 Ruh Halin _? : Kayıt tarihi : 18/08/08
Konu: Geri: ****Fıkralar*** Cuma Ağus. 22, 2008 4:22 am
Bektaşinin ticarete atılacağı bir dönemde 1 milyara ihtiyacı vardır. Camiye gider ve başlar dua etmeye: - Allahım bana 1 milyar ticarete atılacağım... Allahım bana 1 milyar ticaret yapacağım... Hemen yanındaki dilenci de: - Allahım bana 1 milyon ekmek parası..." Bunu duyan Bektaşi hemen çıkarır ve dilenciye 1 milyonu verir ve sinirle şöle der: - Şimdi defol git, gözüme gözükme! Böyle ufak işlerle Allah`ı meşgul etme! Kör müsün burada büyük işlerle uğraşıyoruz!
C_k_m_C_K_c_K Süper SagocuxXx
Mesaj Sayısı : 754 Yaş : 28 Ruh Halin _? : Kayıt tarihi : 18/08/08
Konu: Geri: ****Fıkralar*** Cuma Ağus. 22, 2008 4:23 am
Bektaşi ile Hacı Osmanlı, zamanında ramazanda içki içerken yakalanırlar. Kadı yaptıklarının cezasının ne olduğunu bilip bilmediklerini sorar bunlara. Hacı af diler "şeytana uyduk kadı efendi", der ve Hacı' ya idam cezası verir. Bektaşiye sıra gelir ve der ki; "Kadı efendi ben gayri müslümüm, bana oruç farz değildir." Kadı Bektaşiyi serbest bırakır. Bektaşi kadıya sorar "kadı efendi ben de şehadet getirsem, müslüman olsam, arkadaşımı da bağışlar mısın?" diye. Kadı efendi düşünür "gavuru müslüman yapmanın ona sağlayacağı sevabı hesap eder ve Hacı'yı da affeder. Kadının huzurundan ayrıldıktan sonra hacı şaşırarak Bektaşiye sorar: - Sen ne biçim adamsın be, bir dinli oluyon bir dinsiz, sende iman yok mu bire münafık? Bektaşi de: - Gavur oldum kendimi, müslüman oldum seni kurtardım be! Peki sen ne işe yaradın?..
C_k_m_C_K_c_K Süper SagocuxXx
Mesaj Sayısı : 754 Yaş : 28 Ruh Halin _? : Kayıt tarihi : 18/08/08
Konu: Geri: ****Fıkralar*** Cuma Ağus. 22, 2008 4:23 am
Bektaşi, vaaz dinlemeye gitmiş. Hoca vaazında içki içmenin bütün kötülüklerini, zararlarını sayıp dökmüş, hatta içki içenlerin Sırat köprüsünden boyunlarında dünyada içtikleri bütün içki şişeleri asılı olduğu halde geçeceklerini anlatmış. Bektaşi sormuş: - Hocam, boyna asılan şişeler boş mu olacak dolu mu? Hoca, incecik köprüden dolu şişelerle geçilirken dengenin kolay sağlanamıyacağını düşünerek; "Elbette ki dolu olacak!", diye yanıt vermiş. Bektaşi: - Hay ağzını öpeyim Hocam! Desene ahirette de yaşadık!..
C_k_m_C_K_c_K Süper SagocuxXx
Mesaj Sayısı : 754 Yaş : 28 Ruh Halin _? : Kayıt tarihi : 18/08/08
Konu: Geri: ****Fıkralar*** Cuma Ağus. 22, 2008 4:23 am
İki müslüman sohbet ediyorlarmış. Biri diğerine tüm Ramazan boyunca hasta olduğundan yakınmış ve bu nedenle sadece bir gün niyetlenebildiğini, diğer günler ne yazık ki hastalığından ötürü oruç tutamadığını söylemiş. Bektaşi de aralarındaymış. Bir ara dinleyici konumundaki bektaşiye de sormuş: - Erenler, sen kaç gün oruç tuttun? - Ben de rahatsızdım, arkadaştan bir gün eksik tutabildim ancak.
C_k_m_C_K_c_K Süper SagocuxXx
Mesaj Sayısı : 754 Yaş : 28 Ruh Halin _? : Kayıt tarihi : 18/08/08
Konu: Geri: ****Fıkralar*** Cuma Ağus. 22, 2008 4:23 am
Bektaşi'ye, sahurda sorarlar: –Oruca nasıl niyet etmeli? Bektaşi, tıka basa yedikten sonra cevap verir: – Dayanırsam tutarım, dayanamazsam yutarım diye niyet edip ağzını çalkalamalı.
C_k_m_C_K_c_K Süper SagocuxXx
Mesaj Sayısı : 754 Yaş : 28 Ruh Halin _? : Kayıt tarihi : 18/08/08
Konu: Geri: ****Fıkralar*** Cuma Ağus. 22, 2008 4:23 am
Bir rahip, bir doktor ve bir mühendis golf sahasının boşalmasını beklemektedirler. Mühendis:" Bu adamlar ne yapıyor böyle, 15 dakikadır bitirmelerini bekliyoruz." Doktor: "Bilmiyorum ama hiç böyle bir saçmalık görmedim." Rahip: "İşte görevli geliyor, onunla konuşalım." Rahip: " Merhaba, Şu anda sahada olan grup ne zaman çıkacak, neden bu kadar yavaşlar?" Görevli: "Evet onlar kör itfayeciler. Klübümüzde geçen sene çıkan yangında gözlerini kaybettiler. Bu yüzden istedikleri zaman burada ücretsiz oynamalarına izin verildi. Rahip: "ne kadar üzücü, bu akşam onlar için dua edeceğim." Doktor: "Çok güzel bir fikir, ben de hastanedeki doktor arkadaşlarla konuşup onlar için bir şeyler yapabilir miyiz diye bakacağım." Mühendis: "Bu adamlar neden geceleri oynamıyorlar?"
C_k_m_C_K_c_K Süper SagocuxXx
Mesaj Sayısı : 754 Yaş : 28 Ruh Halin _? : Kayıt tarihi : 18/08/08
Konu: Geri: ****Fıkralar*** Cuma Ağus. 22, 2008 4:23 am
Bektaşi ile bir hoca birlikte yola çıkmışlar, bir süre sonra hoca "Namaz saati!" demiş, başlamış kılmaya... Rekat üstüne rekat, selam üstüne selam... Bektaşinin beklemekten canı sıkılmış, hoca namazı bitirince sormuş: - Yahu bu ne uzun namaz böyle? - Kazaya kalmış namazlarım vardı, onları da eyledim! Bektaşi: - Eh ben de bir namaz kılayım! demiş ve başlamış namaza. Ama ne namaz, bitmiyor, sonunda hoca dayanamamış: - Erenler, senin namaz da uzun sürdü! - Önümüzdeki haftanın namazını kıldım! Hoca şaşırmış: - Yahu olur mu böyle şey?! Bektaşi gülmüş: - Yukarıdaki senin veresiyeni kabul ediyor da, benim peşinimi niye kabul etmesin?!