Mesaj Sayısı : 754 Yaş : 28 Ruh Halin _? : Kayıt tarihi : 18/08/08
Konu: ****Fıkralar*** Cuma Ağus. 22, 2008 3:56 am
Saldırıya uğradığımızda, kapandığını düşündüğüm başlıklardan bir diğeri de "fıkralar" sanıyorum, birkaç fıkrayla tekrar canlandırmak istedim;
Lüks arabasından inen adam koşar gibi camiye girip en ön safa oturup, başlar dua etmeye: -Allah’ ım... Bu otoyol ihalesini ve de şu baraj ihalesini bana nasip eyle Ya Rabbim ... Az sonra camiye pejmürde bir halde garibanın teki gelip, aynı adamın yanında saf tutarak başlar duaya: -Allah’ ım bir ekmek parası, ekmeğime bir katık ihsan eyle... Bunu duyan kalantor adam hemen elini cebine atıp 20 milyonluk verir garibana: -Al şu parayı da, Allah’ı ufak işlerle meşgul etme!..
Adam bakayım çocuklar ne yapıyor diye? Yola düşmüş. Önce büyük oğluna uğramış. Oğlan: -Baba, demiş, buğday ektim, yağmur bekliyorum. Bir yağarsa paraya para demem... Ama yağmazsa anam öpüldü demektir. ‘Hayırlısı olsun’ deyip oradan ayrılan baba küçük oğlunun yanına varmış. Oğul: -Baba, demiş tütün ektim bu yıl. Paraya para demem eğer yağmur yağmazsa. Eğer yağarsa anam öpüldü demektir. Baba kös kös evine dönmüş. Karısı bakmış suratı asık: -Ne o, diye sormuş, yoksa çocukların bir derdi mi var? -Yok... demiş adam, onların rahatı yerinde. Ben senin durumuna sıkılıyorum. Büyük oğlan yağmur yağarsa zengin olacak, küçük de yağmazsa... Ama yağsa da, yağmasa da öpülen sen olacaksın.
Adamın biri bir iş için Erzurum’a gelmiş; işini görmüş. Karnını doyurmak için de bir lokantaya girmiş. Lokantada güzel bir et yemeği yemiş. Yemekten sonra başlamış Kürdan aramaya ama masada yok. Garsona biraz da sert bir sesle “yahu kardeşim” demiş: -Bu lokantada her şey var ama kürdan yok; olur mu? Erzurumlu garson gayet rahat “ne yapalım gardaş” der: -Kullanan yerine koymir ki!..
İstanbul’ lu bir hanım, Erzurum’ a bir dostunu ziyarete gitmiş. Otobüs terminalinde bindiği taksiciye gideceği adresi vermiş. Gideceği yere vardıklarında, İstanbul şivesiyle nazikçe ricada bulunmuş: -Lütfen şoför bey, acaba müsait bir yerde inebilir miyim? Erzurumlu taksi şoförü, bu nazik üslubu çok yadırgamış. “Ne yalvarirsen bacı” demiş: -Dur de, durak!..
Karı koca sinema dönüşü bir bara gitmişler. Masaya oturur oturmaz kadının gözü barda tek başına içen adama ilişmiş. Biraz dikkatli bakınca, “aaa o!..” deyivermiş... Kocası meraklanmış: -Kim o? -Seninle evlenmeden önce çıktığım çocuk. Biliyor musun ayrılırken onu yine burada bırakmıştım. Demek 7 yıldır aynı yerde içiyor. Adam başını sallamış: -Onu çok iyi anlıyorum ama bir olay bu kadar uzun zaman kutlanmaz ki!..
C_k_m_C_K_c_K Süper SagocuxXx
Mesaj Sayısı : 754 Yaş : 28 Ruh Halin _? : Kayıt tarihi : 18/08/08
Konu: Geri: ****Fıkralar*** Cuma Ağus. 22, 2008 3:59 am
George W. Bush şöförüyle bir kır gezisine çıkar. Arabayla giderken bir tavuğu ezerler. Meseleyi tavuğun sahibi olan çiftçiye kim anlatacak diye düşünürken Bush âlicenap bir tavırla şoförüne şöyle der:
"Bana bırak. Ben Dünya'nın en güçlü adamıyım. Çiftçi bana muhakkak anlayış gösterecektir." Bush çiftçinin evine girer ve bir dakika sonra da nefes nefese koşarak geri döner. Göz morarmış, surat dağılmış haldedir. Şöförüne
"Çabuk toz olalım burdan!" der.
Aksilik bu ya, arabayla daha 20 metre gitmeden bu defa da orada gezen bir domuzu ezerler. Bush korkulu gözlerle şoförüne bakar ve
"Şimdi adama gidip söyleme sırası sende!" der.
Şoför çiftliğe gider. Bush da arabada bekler. 10 dakika, 20 dakika 30 dakika derken....Şoför bir saat sonra şarkı söyleyerek, gülerek, cepleri para dolu ve kolunda irice bir meyve sepeti ile geri gelir. Bush şaşkın bir halde sorar:
"Çiftçiye ne dedin ki bu kadar ikrama boğdu seni?" "Valla ben de anlamadım" der şoför.
"Ben ona sadece şöyle dedim:
"İyi günler. Ben George Bush'un Şoförüyüm. Domuz öldü!
C_k_m_C_K_c_K Süper SagocuxXx
Mesaj Sayısı : 754 Yaş : 28 Ruh Halin _? : Kayıt tarihi : 18/08/08
Konu: Geri: ****Fıkralar*** Cuma Ağus. 22, 2008 4:00 am
Ünlü ressam, stüdyosuna geldiğinde, kendisine poz vermek üzere bekleyen kadını çırılçıplak buldu. Fakat ressam gününde değildi, çıplak modele “giyinin lütfen” dedi: -Bugün resim yapmayacağım. Bir çay içip evime gideceğim. Çıplak model giyinirken ressama “çayı ben yapayım” dedi. Teşekkür edip koltuğa yatar gibi uzanan ressam, aniden dışarıdan tanıdık bir ses duydu. Panik içinde “aman Allah’ ım” dedi giyinmiş modele: -Karım geliyor, çabuk soyun!..
...
Asker Mehmet’e bir gün sevgilisinden mektup gelir. Sevgilisi artık ondan ayrılmak istediğini bildirip, fotoğrafını geri göndermesini istemektedir. Mehmet çok öfkelenir. Arkadaşlarından, eski kız arkadaşlarının fotoğraflarını toplar. Hepsini bir araya koyup paket yapar ve sevgilisine gönderir. Bir de not iliştirir: -Kusura bakma! Hangisi olduğunu çıkaramadım. Lütfen kendi fotoğrafını al ve diğerlerini geri gönder!..
...
Gözüpek şövalye, haçlı seferine çıkmadan önce kahyasını çağırır. -Ben sefere çıkıyorum. Karımın bekaret kemerini sana veriyor, sana güveniyorum. 10 yıl içinde dönmezsem anahtarı kullanabilirsin. Şövalye baştan aşağı donanır, tozlu yollara revan olmadan önce dönüp son bir kez şatosuna bakarken... Kahyasının, bağırarak nefes nefese şatodan dışarı koştuğunu görür: -Durun! Durun majesteleri! Oh, iyi ki size yetişebildim. Yanlış anahtar vermişsiniz!..
...
Şövalyenin biri Haçlı Seferi’ ne giderken, eşine bekaret kemerini taktırıp, anahtarını da en yakın arkadaşına emanet etmiş. Arkadaşı “yahu” demiş çekinerek: -Senin karın çok çirkin. Kimse karına dönüp bakmaz ki: niçin bekaret kemeri takdırdın? Şövalye “biliyorum” demiş: -Dönüşte karıma “anahtarı kaybettiğimi” söyleyeceğim de!..
...
Evli çiftin çok güzel iki kızı var ama birde oğul sahibi olmak isterler. Aylar süren denemelerden sonra kadın üçüncü kez hamile kalır. Dokuz ay sonra adam, doğumhane kapısında heyecanla beklerken hemşire “müjde” der: -Nurtopu gibi bir oğlunuz oldu! Sevinçten uçan adam, bebeği görünce cin çarpmışa döner: -Aman Tanrım! Bu hayatımda gördüğüm en çirkin bebek! Hemen karısına “Bu nasıl olur?” der: -İki tane dünyalar güzeli kız doğurttum sana. Yoksa bu başkasından mı? Karısı sakin: -Hayır tatlım bu sefer değil!..
C_k_m_C_K_c_K Süper SagocuxXx
Mesaj Sayısı : 754 Yaş : 28 Ruh Halin _? : Kayıt tarihi : 18/08/08
Konu: Geri: ****Fıkralar*** Cuma Ağus. 22, 2008 4:01 am
Hangimiz Beyazız???
(Bir Afrikalı'nın yazdıkları)
Sevgili Beyaz Adam... Doğarım, siyahım.. Büyürüm, siyahım.. Güneşlenirim, siyahım.. Üşürüm, siyahım.. Hastalanırım, siyahım.. Ve ölürüm, hala siyahım.. Ve sen Beyaz Adam.. Doğarsın, pembesin.. Büyürsün, beyazsın.. Güneşlenirsin, bronzsun.. Üşürsün, morarırsın.. Korkarsın, sararırsın.. Hastalanırsın, yeşilsin.. Ve ölürsün grisin.. Sen ne biçim beyazsın..
C_k_m_C_K_c_K Süper SagocuxXx
Mesaj Sayısı : 754 Yaş : 28 Ruh Halin _? : Kayıt tarihi : 18/08/08
Konu: Geri: ****Fıkralar*** Cuma Ağus. 22, 2008 4:01 am
Moderatör anlatmış: "Ben demiş bazı konuları kilitleyemiyorum. Örneğin daha önce verilmiş bir konu açıldığında o konuyu kilitleyemiyorum. Çok iyi niyetli bir insanım kimsenin üzülmesini istemiyorum ama yönetimle de aramız açılacak lütfen yardım edin" demiş. Psikolog iyice dinledikten sonra ertesi güne randevu vererek bir daha gelin görüşelim demiş.
Modaratör ertesi gün yine gitmiş. Psikolog sormuş sorununuz nedir diye? Bizim moderatör birkez daha anlatmış. Psikolog bu sefer 2 gün sonraya yine randevu vererek tekrar gelin görüşelim demiş.
Moderatör 2 sonra tekrar gitmiş psikoloğa. Psikolog tekrar sormuş sorununuz nedir diye. Moderatör gayet sakin bir şekilde yeniden cevaplamış. Bu sefer psikolog 3 gün sonraya randevu vermiş.
3 gün sonra moderatör tekrar gitmiş psikoloğa. Psikolog sanki moderatörü ilk kez görüyormuş gibi birkez daha sormuş sorununuz nedir diye? Moderatör bakmış olacak gibi değil en sonunda çıldırmış bağırarak: "Be adam bu soruyu her gelişimde tekrar soruyorsun daha önce cevapladım ya" demiş. Psikolog: "iyide o konularda daha önce verildi bana bağıracağına git konuları kilitle" demiş.
Anlayana. Delirtmeyin kardeşim adamı demenin en espirili yolu...
C_k_m_C_K_c_K Süper SagocuxXx
Mesaj Sayısı : 754 Yaş : 28 Ruh Halin _? : Kayıt tarihi : 18/08/08
Konu: Geri: ****Fıkralar*** Cuma Ağus. 22, 2008 4:02 am
Çok severim bu fıkayı... biliyorsunuzdur ama yine yazayım dedim.
SARIMSAK TARLASI..
Genç adamın biri, Dermiş babasına her gün; 'Benim de dostlarım var, sendeki dost gibi' Baba, itiraz eder, Olmaz öyle çok dost, hakikisi Belki bir, belki iki, Fazlasını bulamazsın gerçek, hakiki... Devam eder durur konuşma... Aralarında başlar bir tartışma, Karar verirler bir sınava, Dostun hakikisini anlamaya... Bir akşam bir koyun keserler, Ve koyarlar çuvala, Baba der ki oğluna, 'Hadi al bu çuvalı, şimdi götür dostuna' Çuvaldan kanlar damlamakta, Sanki öldürmüsler de bir adamı, Koymuşlar çuvala, Dıştan böyle sanılmakta, Delikanlı sırtlar çuvalı, Gider en iyi bildiği dostuna, çalar kapıyı, O dost, bakar ki bir çuval, hem de kanlı, Kapar hızla kapıyı delikanlının suratına, Almaz içeri arkadaşını, Böylece tek tek dolaşır delikanlı, Kendince tanıdığı, sevdiği dostlarını, Ne çare, hepsinde de sonuç aynıdır, Evlat geriye döner, Ama içten yıkılır... Babasına dönerek; haklıymışsın baba ' der, Dost yokmuş şu dünyada ne sana, ne de bana, Baba ' hayır Evlat 'der, benim bir dostum var bildiğim, Hadi, çuvalı alda bir kerede git ona, Genç adam, çuvalı sırtlar tekrar, Alından ter, çuvaldan kanlar damlar... Gider, baba dostuna, Kabul görür, sevinir, O dost, delikanlıyı alır hemen içeri, Geçerler arka bahçeye, Bir çukur kazarlar birlikte, Çuvaldaki koyunu gömerler adam diye, Üzerine de serpiştirirler toprak, Belli olmasin diye dikerler sarmısak... Genç adam gelir babasına; 'Baba, işte dost buymuş' diye konuşunca, Babası; 'daha erken, o belli olmaz daha, Sen yarın git O'na, çıkart bir kavga, Atacaksın iki tokat, hiç çekinmeden ona, İşte o zaman anlaşılacak, dostun hakikisi, Sonra gel olanları anlat bana...' Genç adam, aynen yapar babasının dediğini, Maksadı anlamaktır dostun hakikisini, Babasının dostuna istemeden basar iki tokadı, Der ki tokadı yiyen DOST; 'Git de söyle babana, biz satmayız sarmısak tarlasını böyle iki tokada'
C_k_m_C_K_c_K Süper SagocuxXx
Mesaj Sayısı : 754 Yaş : 28 Ruh Halin _? : Kayıt tarihi : 18/08/08
Konu: Geri: ****Fıkralar*** Cuma Ağus. 22, 2008 4:02 am
iYiLiK VE VEFA
Bir kurdu avcilar fena halde sikistirmistir. Kurt ormanda oraya buraya kaçmakta, ancak pesindeki avcilari bir türlü ekememektedir. Canini kurtarmak için deli gibi kosarken bir köylüye rastlar. Köylü elinde çapasiyla tarlasina girmektedir. Kurt adamin önüne çöker ve yalvarmaya baslar:
"Ey insan ne olur yardim et bana,pesimdeki avcilardan kaçacak nefesim kalmadi, eger sen yardim etmezsen biraz sonra yakalayip öldürecekler."
Köylü bir an düsündükten sonra yanindaki bos çuvali açar, kurda içine girmesini söyler. Çuvalin agzini baglar, sirtina vurur ve yürümeye devam eder. Birkaç dakika sonra da avcilara rastlar. Avcilar köylüye bu civarda bir kurt görüp görmedigini sorarlar, köylü "görmedim"der ve avcilar uzaklasir. Avcilarin iyice uzaklastigindan emin olduktan sonra köylü sirtindaki torbayi indirir, agzini açar, kurdu disari salar."Çok tesekkür ederim" der kurt, "Bana büyük bir iyilik yaptin"..."Önemli degil" der köylü ve tarlasina gitmek üzere yürümeye baslar. "Bir dakika" diye seslenir kurt: Çok uzun zamandir bu avcilardan kaçiyorum,çok bitkin düstüm, açim, kuvvetimi toplamam için bir seyler yemem lazim ve burada senden baska yiyecek bir sey yok." Köylü sasirir: "Olur mu, ben senin hayatini kurtardim." "Yapilan iyiliklerden, verilen hizmetlerden daha çabuk unutulan bir sey yoktur" der kurt. "Ben de kendi çikarim için senin iyiligini unutmak ve seni yemek zorundayim." Bir süre tartistiktan sonra, ormanda karsilarina çikacak olan ilk üç kisiye bu konuyu sormaya ve ona göre davranmaya karar verirler.
Karsilarina önce yasli bir kisrak çikar. " Ne vefasi "der kisrak, " Ben sahibime yillarca hizmet ettim, arabasini çektim, taylar dogurdum, gezdirdim. Ve yaslanip bir ise yaramadigimda beni böylece kapiya kovdu... " Bir sifir öne geçen kurt sevinirken bir köpege rastlarlar. "Ben hizmetin degerini bilen bir efendi görmedim" der köpek, " Yillardir sadakatle hizmet ederim sahibime koyunlarini korurum, yabancilara saldiririm, ama o beni her gün tekmeler, sopayla vurur..."
Kurt köylüye döner, "İste gördün" der. Köylü de son bir çabayla "Ama üç diye konusmustuk, birine daha soralim, sonra beni ye" diye cevap verir. Bu kez karsilarina bir tilki çikar. Baslarindan geçenleri, tartismalarini anlatirlar. Tilki hep nefret ettigi kurda bir oyun oynayacagi için keyiflenir. " Her seyi anladim da" der tilki "Bu küçücük torbaya sen nasil sigdin?" Kurt bir seyler söyler, tilki inanmamis gibi yapar: "Gözümle görmeden inanmam..."
İsin sonuna geldigini düsünen kurt torbaya girer girmez, tilki köylüye isaret eder ve köylü torbanin agzini sikica baglar. Köylü eline bir tas alir ve "Beni yemeye kalktin ha nankör yaratik" diyerek torbanin içindeki kurdu bir süre pataklar. Sonra tilkiye döner "Sana minnettarim beni bu kurttan kurtardin" der.
Tilki de "Benim için bir zevkti" diye cevap verir. O an köylünün gözü tilkinin parlak kürküne takilir, bu kürkü satarsa alacagi parayi düsünür ve hiç beklemeden elindeki tasi kafasina vurup tilkiyi öldürür. Sonra da torbanin içindeki kurdu ayagiyla dürter: "Hakliymissin kurt, yapilan iyilikten daha çabuk unutulan bir sey yokmus..."
C_k_m_C_K_c_K Süper SagocuxXx
Mesaj Sayısı : 754 Yaş : 28 Ruh Halin _? : Kayıt tarihi : 18/08/08
Konu: Geri: ****Fıkralar*** Cuma Ağus. 22, 2008 4:02 am
Adam o kadar iyimsermiş ki, en kötü haberi bile alsa “daha kötüsü olabilirdi” diyerek, kendisini ve çevresini teselli edermiş. Arkadaşları merak etmişler, “çok çok kötü bir haber verelim, bakalım yine aynı şeyi söyleyebilecek mi?” diye... Ve çok kötü bir haber vererek oyun oynamışlar: -Yahu duydun mu? Bizim Murtaza dün akşam iş gezisinden eve döndüğünde karısını yatakta bir adamla yakalamış. Tabancayı çekip ikisini de öldürmüş! İyimser adam her zamanki tavrıyla “daha kötüsü olabilirdi” demiş! -Yahu daha kötüsü ne olabilirdi ki? -Öyle demeyin; bir gece önce gelse ben ölmüştüm!...
...
Evdeki temizlikçi kadın, toz alırken antika bir vazoyu düşürüp kırmış... Evin hanımı bağırmış... -Ne yaptın? O vazo, 300 yıllıktı... -İyi ki söylediniz... Ben de vazo yeni diye çok korkmuştum...
...
Okula yeni gelen öğretmen, ilk derste öğrencilere ilginç bir çağrıda bulunmuş: -Kendini geri zekalı hisseden varsa ayağa kalksın! Sınıfta çıt yok, kimse de ayağa falan kalkmamış. Bir süre sonra nihayet öğrencilerden biri ayağa kalkmış. Öğretmen sormuş: -Oğlum sen kendini geri zekalı mı hissediyorsun? “Hayır hocam” demiş çocuk: -Ama sizin tek başınıza ayakta kalmanıza gönlüm razı olmadı da!
...
Çocuk akşam eve gelmiş ve babasına: -Baba, hayat bilgisi dersinde yönetimleri işliyoruz… Bana demokrasiyi anlatır mısın, demiş… Babası; -Anlatmasına anlatırım yavrum ama, senin bazı tanımları bilmen gerekiyor, demiş, -Bak şimdi benim fabrikam var ve eve para getiriyorum…Ben kapitalistim… Paranın nasıl harcanacağına annen karar verir… O hükümet… Hepimiz senin için yaşıyoruz… Sen halksın… Beşikteki kardeşin… O gelecek… Hizmetçimiz ise; işçi sınıfı… Sen önce bunları öğren, ben sabah sana demokrasiyi anlatırım… Gece çocuk uyanmış, bir bakmış ki küçük kardeşi altını pisletmiş ve durmadan ağlıyor… Hemen anne ve babasının odasına gitmiş… Annesi horul horul uyuyor… Uyandırmaya çalışmış ama başaramamış… Babası yatakta değil… Geçerken hizmetçinin odasına bakmış ki, babası ile hizmetçi sevişiyor… Çaresiz dönüp yatmış… Ertesi sabah, babası, “Temel kavramları öğrendin mi oğlum?..” demiş. “Gel şimdi sana demokrasiyi anlatayım…” Çocuk, “Gerek yok baba, ben artık biliyorum” cevabını vermiş: “Kapitalistler işçi sınıfını becerirken, hükümet uyuyor… Halk endişeli… Gelecek ise bok içinde…”
C_k_m_C_K_c_K Süper SagocuxXx
Mesaj Sayısı : 754 Yaş : 28 Ruh Halin _? : Kayıt tarihi : 18/08/08
Konu: Geri: ****Fıkralar*** Cuma Ağus. 22, 2008 4:02 am
Birkaç soğuk espri
----------------------------------------------------------------------------------------- İdam mahkumunu elektrikli sandalyaye bağlamışlar ve gardiyan sormuş:
- Son isteğin nedir?
Mahkum cevap vermiş:
- Çok korkuyorum, elimi tutarmısın? ----------------------------------------------------------------------------------------
Adam kanalizasyon kapağını açmış sürekli bir şekilde delikten içeri kendisini atıyor, çıkıyor tekrar tekrar atıyormuş. Peki bu adam bunu niye yapıyormuş ? --> Cevap : Kendini bi bok sanıyormuş
Mesaj Sayısı : 754 Yaş : 28 Ruh Halin _? : Kayıt tarihi : 18/08/08
Konu: Geri: ****Fıkralar*** Cuma Ağus. 22, 2008 4:03 am
Jim ile Mary akıl hastanesinde iki hastadır. Bir gün hastanenin yüzme havuzunun etrafında dolaşırken Jim aniden suya atlayıp en dibe batar. Bunu gören Mary hemen ardından atlar ve dibe kadar yüzüp Jim'i kurtarır. Tabii Mary'nin bu kahramanca davranışı hastanede olay olur. Bunu duyan başhekim de Mary'nin artık iyileştiğini düşünüp, hastaneden derhal taburcu edilmesi emrini verir. İşlemler yapılır, belgeler çıkartılır, Başhekim ayni gün Mary'nin yanına gider: -Mary, sana bir iyi bir de kötü haberim var. İyi haberim, yaptığın kahramanca davranıştan ötürü anladık ki akli dengen tamamen yerinde ve böylece hastanemizden taburcu oluyorsun. Kötü habere gelince, kurtardığın hasta, Jim, intihar etmiş. Az önce odasının banyosunda kendisini asmış bulundu. - Mary gayet sakin yanıt verir: “O intihar falan etmedi ki. Ben onu astım kurusun diye. “
...
Bir tımarhanede deliler ayaklanır ve binanın orta bahçesini işgal ederler. Hiçbiride dağılmaz. Bunun üzerine doktorlar toplanarak yönetmeliği açarlar ve aynısını uygulamaya karar verirler. Yönetmeliye göre bir doktoru çırılçıplak soyar delilerin içine atarlar. Doktor içeri girince * BOMBAAA * diye bağırır. Bunu gören deliler doktoru tuttukları gibi camdan dışarı atarlar. Bunun üzerine doktorlar tekrar toplanır ve konuşurlar. Bu işte bir yanlışlık vardır. Delilerin hepsinin dağılması gerekmektedir. Yeniden denerler. Bir doktoru daha soyup içeri atarlar ve oda * BOMBAAA * diye bağırır. Deliler onu da tuttukları gibi camdan dışarı atarlar. Başhekim en sonunda bir de ben deniyeyim der ve soyunup delilerin arasına girer ve * BOMBAAA * diye bağırır. Bunun üzerine bütün deliler kaçışır ve binayı ve orta bahçeyi terk ederler. Doktorlar merak eder ve biraz akıllı olanlarından toplayarak bu durumu sorarlar. Niçin siz ilk iki doktor girdiğinde binayı boşaltmadınız da son başhekim girdiğinde boşaltınız? derler. Delilerde "İlk giren iki bombanın fitili uzundu ama son giren bombanın fitili kısaydı zamanımız yoktu içerde patlamasın diye böyle yaptık" derler.
...
Nasrettin hoca pazarda dalgın yürüyormuş.etrafındaki esnafları seyrediyor.bu sırada ensesine bir tokat geliyor. Hoca tökezlemiş bir kaç adım sendelemiş neyse toparlanıp sinirli bir şekilde arkasını dönmüş. Bir bakmış ki hocanın 2 katı hayvan gibi bir adam. Hoca durmuş bir yutkunmuş önce, sonra: - bana senmi vurdun? demiş adama. Adam: - ben vurdum lan ne olacak demiş. Hoca: - şakadan mı vurdun ciddiden mi? demiş Adam: - ciddi vurdum napacan?! Hoca: - Aman aman, öyle olsun... Çünku şakadan hiç hoşlanmam da .
...
2. Dunya Savasinda 2 yahudi almanlara esir olmustur.Bunlardan biri digerine kendilerine ne yapacaklarini sorar.O da baslar anlatmaya " 2 ihtimal var ya bizi oldururler yada esir kampina yollarlar. Oldururseler sorun yok kampa gidersek 2 ihtimal var ya kursuna dizilriz ya da gaz odasinda olduruluruz. Kursuna dizilirsek sorun yok gaz odasina gidersek 2 ihtimal var bizden ya sabun yaparlar yada kagit. Sabun yaparlarsa sorun yok kagit yaparsalar 2 ihtimal var ya gazete kagidi oluruz yada tuvalet kagidi. Gazete kagidi olursak sorun yok tuvalet kagidi olursak iste o zaman boku yedik”.
...
Kadının biri bir petshopa gider ve "bir papağan almak istiyorum" der. Mehmet ismindeki petshop sahibi "hanımefendi elimde bir tane papağan kaldı fakat bu papağan çok küfürbaz almak istemezsiniz sanırım" fakat bir papağan sahibi olmak isteyen kadın "hayır almak istiyorum" der ve papağını alır. Evine geldiğinde bir bakar ki gerçekten papağan kadını her eve geldiğinde'hoşgeldin orospu' diyerek karşılar,buna dayanamayan kadın papağanı alır ve petshopa geri götürür. Mehmet bey bu papağan gerçekten çok terbiyesiz. her eve geldiğimde beni hoşgeldin orospu diyerek selamlıyor ve ben buna dayanamıyorum.papağını geri getirdim ve paramı geri istiyorum. Fakat o anda paraya ihtiyacı olan mehmet bey hanımefendi merak etmeyin birkaç gün bana bırakın ben terbiye edeyim daha sonra gelin alın. Kadın inanmayarak da olsa tamam der.ve gider. Mehmet papağanı alır ve bir çaydanlık su kaynatır. Ne diyeceksin lan kadın eve geldiğinde diye sorar papağana “hoşgeldin orospu diycem” der papağan . Bunun üstüne papağanın kafasını kaynar suyun içine sokar ve tekrar sorar.Papağan yine aynı yanıtı verir. Bir olur, iki olur ve papağan işkenceye dayanamaz "hoşgeldiniz hanımefendi diycem" der. Ertesi gün kadın gelir ve Mehmet bey kadına papağanı terbiye ettiğini söyler. kadın bunu kontrol etmek istediğini söyler ve papağana sorular sormaya başlar. ben eve geldiğimde bana ne diyeceksin? "hoşgeldiniz hanımefendi"diycem der papağan. kadın çok şaşırır ama emin olmak için devam eder.peki yanımda bir kız arkadaşımı getirirsem ne diyeceksin? "hoşgeldiniz hanımefendiler" diycem peki yanımda bir erkek arkadaşımı getirirsem ne diyeceksin? "hoşgeldiniz beyfendi" diycem. Peki yanımda 2-3 erkek arkadaşımı getirirsem ne diyeceksin? papağan biraz duraksar ve cevap verir : "oğlum mehmet suyu kaynat bu karı harbi orospu!!!"
C_k_m_C_K_c_K Süper SagocuxXx
Mesaj Sayısı : 754 Yaş : 28 Ruh Halin _? : Kayıt tarihi : 18/08/08
Konu: Geri: ****Fıkralar*** Cuma Ağus. 22, 2008 4:03 am
Temel oğlunu evlendirmiş. Bir kaç gün sonra oğlumun evini ziyaret edeyim der. Kapıyı çalıdında gelini kapıyı açar fakat çırılçıplaktır. Temel sorar. -Kızım bu ne hâl? -"Babacığım bu Aşk elbisesidir" der.
Temel birkaç gün sonra tekrar oğlunun evine ziyarete gider. Bu sefer kapıyı oğlu açar fakat o da çırılçıplak vaziyettedir. Ona da aynı soruyu sorar - Oğlum bu ne hâl? -"Babacığım bu Aşk elbisesidir" der.
Daha sonra temel kendi evine gelir. Karısı kapıyı açar. Bakar ki temel karısıda çırılçıplak haldedir. Karısı Fadimeye de sorar? - Fadime bu ne hâl? der. Hanımı; - "Kocacığım bu aşk elbisesidir" der. Temel biraz Fadimeyi süzerek daha sonra derki;
- Ee Fadime anladık aşk elbisesi olduğunuda insan şuna bi ütü yapar yahuu!
C_k_m_C_K_c_K Süper SagocuxXx
Mesaj Sayısı : 754 Yaş : 28 Ruh Halin _? : Kayıt tarihi : 18/08/08
Konu: Geri: ****Fıkralar*** Cuma Ağus. 22, 2008 4:03 am
Amerika'da bir fuar açılmıştı. Fuarda zencileri beyaza dönüştüren bir makine tanıtılıyordu. Denemek 10 dolardı. iki zenci fuarı gezerken bu makineyi gördüler ve denemeye karar verdiler. Birinin 11 doları diğerinin ise 9 doları vardı. 9 doları olan arkadaşına dönüp: - 'Sen 1 dolarını bana ver. Gidip birlikte beyaz olalım' dedi. Arkadaşı ise: - 'Dur! önce ben gireyim, deneyeyim. Eğer memnun kalırsam sana 1 dolarımı veririm. Sen de beyaz olursun' dedi. Anlaştılar. Zenci gidip makineye girdi ve bir süre sonra beyaz olarak çıktı. Dışarıda kalan zenci duruma çok sevinmiş olarak arkadaşının yanına gidip: - 'Hadi' dedi. '1 doları ver ben de beyaz olayım.' - 'Hadi oradan pis zenci!'
...
Referans bol
Arkadaşları işadamını evlendirmek istiyorlar. Sonunda uygun bir hanım bulunuyor ve işadamına haber veriliyor. 'Ben işadamıyım', diyor adam, 'Numune görmeden böyle bir işe karar veremem.' Genc kadına durumu iletiyorlar: 'Ben de iş kadınıyim', diyor hoş hanım, 'Numune veremem ama istediği kadar referans gösterebilirim.'
...
Adam o akşam keyifsiz.. Bıkkın.. Yorgun.. "Ben hergün işe gidip eşek gibi çalışıyorum. Karım evde keka.. Allahım ne olur bir gün olsun yerlerimizi değiştir de, neler çektiğimi anlasın" diye yalvarıyor. Hikaye bu ya.. Dileği kabul ediliyor. Ertesi sabah karısının bedeninde uyanıyor. Yataktan fırlıyor. Herkese kahvaltı hazırlıyor. Çocukları giydiriyor, okula gönderiyor. Evi toparlamaya başlıyor. Çamaşır, bulaşık, temizlik, ütü, alışveriş, yemek hazırlama, okuldan dönen çocukların dersleri ile meşgul olma, akşam yemeği, sofrayı kurma, servis, masayı toplama, tam biraz televizyonla dinlenme umarken, eşinin kendisini iştahlı gözler ve sözlerle yatağa çağırması.. Bitkin halde bir de eşini rahatlatma.. Ertesi sabah uyandığında yeniden yalvarmaya başlıyor.. "Allahım ben ettim, sen etme. Ben ne dediğimi bilmiyormuşum. Bir halt ettim. Affet ve beni eski halime döndür.." Gaipten bir ses geliyor.. "Dersini aldığın belli. Herşeyi eski haline döndüreceğim, ama 9 ay sonra.. Zira dün gece..."
...
Teyze sütü! Son derece şuh bir kadın çok zayıf bir bebeği doktora götürür. Doktor kadının güzelliği karşısında çarpılmıştır. Çocuğa bakıp 'bu çocuk iyi gıda almıyor' diyerek kadına döner: - Lütfen soyununuz. Soyunan kadının göğüslerini uzun uzun kontrol ettikten sonra 'düşündüğüm gibi hanımefendi' der: - Sizin hiç sütünüz yok. Kadın 'tabii olmaz doktor bey' der: - Ben o bebeğin teyzesiyim!..
C_k_m_C_K_c_K Süper SagocuxXx
Mesaj Sayısı : 754 Yaş : 28 Ruh Halin _? : Kayıt tarihi : 18/08/08
Konu: Geri: ****Fıkralar*** Cuma Ağus. 22, 2008 4:03 am
Temel amerikaya gitmek üzere uçağa binmiştir. Önce hosteslerin "kemerleriniz bağlayın kalkıyoruz" anonslarından sonra uçak yerden kesilip kalkınca kaptan pilot da yolculara "iyi ve güvenli yolculuklar" dileklerini iletir fakat anons sistemini kapatmayı unutur. Yardımcı pilotla aralalarında:
- "Önce kahveleri içelim, daha sonra hosteslerle sevişiriz" der.
Tabi pilot kabini dışında tüm yolcularla beraber söylenenleri duyan hostes koşar adımlarla anons sistemini kapatmak üzere pilot kabinine doğru giderken yolcu koltuğundaki Temel hostesin kolundan tutar ve hostes'e sakin bir gülümseme edasıyla :
- "Acele etmeyin, henüz kahvelerini içiyorlar"
C_k_m_C_K_c_K Süper SagocuxXx
Mesaj Sayısı : 754 Yaş : 28 Ruh Halin _? : Kayıt tarihi : 18/08/08
Konu: Geri: ****Fıkralar*** Cuma Ağus. 22, 2008 4:03 am
Larry ilk çıktıkları gece kız arkadaşını ıssız bir yere, çalılıkların arasına yatırınca "Annem.." demiş kız, "Annem bu gece her şeye "Hayır!" dememi önemle tembih etmişti.." "Tamam.." demiş Larry, " Eteğini sıyırırsam rahatsız olur musun?.." "Hayır.." "Güzeell.. Daha sonra soyunup üzerine uzanmamın bir sakıncası olur mu?.." "Hayır.." "Harika.. Bu format ile devam edersek sanırım hepimizin arzusunu yerine getirebiliriz!"
...
Yıllarca, biri dişi biri erkek iki heykel; bir parkta karşılıklı durup birbirlerine bakarlarmış... Bir gün cennetten bir melek gelmiş; "Sizler iyi ve örnek heykel oldunuz, ikinizi de ödüllendireceğim. Yarım saat icin sizi canlandıracağım, n'aparsanız yapın!" demiş ve melek ellerini çırpar çırpmaz heykeller canlanmış. Birbirlerine bir süre bakmışlar, utanarak yaklaşmışlar, ama sonra el ele tutuşup hızla parktaki çalılıkların arkasına koşmuşlar. Kısa bir süre sonra çalılıkların arkasından kıkır kıkır sesler gelmiş, kahkahalar duyulmuş, çalılar sallanmış... Onbeş dakika sonra, çalılıklardan çıkmışlar, ikisinin de yüzünde mutluluk varmış. "Onbeş dakikanız daha var!" demis melek, göz kırparak... Dişi heykelin yüzündeki mutluluk artmış ve erkek heykele dönmüş: "Harika! Harika canım, demiş... Ama bu sefer güvercini sen tut,kafasına ben sıçacam!..."
...
Sarhoşun biri barın hemen önündeki kaldırımda sırtüstü yatarken başına yabancının biri gelmiş, " İyi misin?.." diye.. Sarhoş başını hafif yerden kaldırmış, " Ben kimim biliyor musun?.." diye sormuş yabancıya.. "Hayır?.." demiş adam, " Kimsiniz?.." "Ben Tanrıyım.." diye cevap vermiş sarhoş, " İnanmıyorsanız ispat edebilirim.. Benimle bara geliniz..!" Birlikte bara girmişler, barmen sarhoşu görür görmez anında " Aman Tanrım" diye bağırmış, " Yine mi sen?.."
...
Üç adam bir anda cennet - cehennem ayrımında baş zebaninin karşısına çıkar . Baş zebani durumdan kıllanır ve sorar. Anlat bakalım ne olduda buraya geldin? - 1. adam başlar "Eve yorgun argın ve sinirli bir biçimde geldim. Baktım karım yemek hazırlamamış olduğunca yatmış. bu durum daha fazla sinirimi bozdu. bu arada dışarıdan gelen sesler üzerine balkondan bakınca adamın birinin arabamla uğraştığını gördüm o sinirle gardolabı tutup atmaya çalışırken kalbim dayanmadı burda buldum kendimi. - 2. adam başlar "Kayınvalidemin evine gitmek için arabamın kapısını açmaya çalışırken arabanın bana ait olmadığını fark ettim bu sırada üzerime bir gardolap düştü ve kendimi burda buldum. -3. adam başlar "Sayın zebani bildiğim tek şey bir gardolabın içinde olduğum gerisini bilmiyorum
...
Bir gün bir baba oğlunu dua ederken duyar. "Allahım sen annemi, babamı, ablamı, ninemi ve beni koru" diye. Adam çocuğun dedesini unuttuğunu düşünür ama çocuğa bunu söylemez. Ertesi gün dedeyi araba ezer ve dede ölür. Bir kaç gün sonra baba yine duyar "Allahım sen annemi, babamı, ablamı ve beni koru" diye. Bu sefer nineyi unutur ve ertesi gün nine merdivenlerden düşer boynu kırılarak ölür. Bir kaç gün sonra çocuk yine dua eder "Alla hım sen annemi, ablamı ve beni koru" diye. Baba kendisinin unutulduğunu fark eder ve ertesi gün başına bir şey gelmemesi için her adımını çok dikkatli atar. Aksam eve gelince karısına sorar - "Hanım bugün ben işteyken neler oldu?" diye. - Karısı "Bizde bir şey olmadı ama postacı öldü!!!"
C_k_m_C_K_c_K Süper SagocuxXx
Mesaj Sayısı : 754 Yaş : 28 Ruh Halin _? : Kayıt tarihi : 18/08/08
Konu: Geri: ****Fıkralar*** Cuma Ağus. 22, 2008 4:03 am
Rüşvet almayı hayatının bir parçası haline getirmiş bir trafik polisi yine olağan mesaisindeyken bir kamyonu durdurur. İşin garibi kamyoncu da "doğrucu davut" türünden düzenli bir vatantaş çıkar. Polis öncelikle; -"Ehliyet - ruhsat lütfen" diyerek kontrole başlar. Adam çıkarır ehliyet ve ruhsatı verir. Baktıki herşey tamam açık çıkmıyor ilk yardım çantasını ister. Fakat onda da herşey tamamdır. Bu denetleme bijon anahtarından sileceklere, bandrollerden yangın tüpüne kadar polis ne istediyse sürücüde herşey hazır ve nazırdır. Polis rüşvet koparamayacağını anlayınca sürücüye;
-"Arkadaş sende teyp varmı?" Sürücü: -"Evet var" der. Fakat niye sorduğunu anlayamaz. -"Peki oyun havası kaseti varmı?" Sürücü: -"Evet o da var" der. -"O zaman tak teybe de çalsın" der. Bunun üzerine sürücü oyun havası kasedini teybe takar ve kaset çalmaya başlar. Bu arada poliste iki elini kolunu açarak yolun ortasında oynamaya başlar. Sürücü polise: -"Anlamadım memur bey ne oluyor?" diye sorduğunda Polis sürücüye:
-"Eh eşek değilsinya üç beş kuruş takarsın artık.."
C_k_m_C_K_c_K Süper SagocuxXx
Mesaj Sayısı : 754 Yaş : 28 Ruh Halin _? : Kayıt tarihi : 18/08/08
Konu: Geri: ****Fıkralar*** Cuma Ağus. 22, 2008 4:04 am
Gizli bir teşkilat, suikastlerinde kullanmak üzere bir katil aramaktadır. Sıkı bir geçmiş taraması, pek çok deneme ve sınavın ardndan neredeyse eşdeğer üç aday kalır. Bir kadın ve iki erkek. Üç ady da son deneme için büyük bir demir kapının önüne getirilir. İlk adaya bir silah verilir ve denir ki, - Bu işe layık olduğunu gösterebilmen için, her koşulda emirleri yerine getirebildiğini bize göstermen lazım. Bu silahı al ve içeri gir, karın içeide, onu öldür. İlk aday hiç düşünmeden, - Ben karımı asla öldürmem. - O halde bizim aradığımız kişi sen değilsin. Karını al ve git. İkinci adaya da karısını öldürmesi talimatıyla silah teslim edilir. Aday içeri girer ve bir süre sessizlik olur, sonra kapı açılır ve dışarı çıkan aday, - Denedim ma bir türlü elim varmadı. Yapamadım. - Demek ki bizim ihtiyacımız olan kişi değilsin. Karınla beraber gidebilirsiniz. Sıra kadına gelmiştir. Ona da silah verilir ve içerideki kocasını öldürmesi söylenir. Kadın içeri girer kesik kesik silah sesleri duyulur. Ardından boğuşma, çığlık, kırılma sesleri gelir. En sonunda sessizlik çöker ve bir süre sonra kapı açılır. Üzerindekileri düzeltmeye çalışarak dışarı çıkan kadın, soluk soluğa, - Bu silahtaki mermiler kuru sıkıymış. Öldürene kadar sandalye ile vurmam gerekti.
C_k_m_C_K_c_K Süper SagocuxXx
Mesaj Sayısı : 754 Yaş : 28 Ruh Halin _? : Kayıt tarihi : 18/08/08
Konu: Geri: ****Fıkralar*** Cuma Ağus. 22, 2008 4:04 am
ktorun biri yeni bir muayenehane açmış. Kapıya yazmış... " Vizite ücreti 100 Dolar. İyileştiremediğimiz hastaya beş mislini geri veriyoruz..." Vizite pahalı ama, doktor gerçekten doktor... Her gelen hasta iyileşip gidiyor... Doktorun ünü her geçen gün artıyormuş... Uyanığın biri doktora gidecek, iyileşmeyecek ve beş misli parayı geri alacak ya, kapıyı çalmış... "Doktor! Ağzımın tadı hiç yok... Öyle kötüyüm ki, hiçbir şeyin tadını alamıyorum..." Doktor... Adama şöyle bir bakmış, hemşireye seslenmiş: "Hemşire hanım! Sekiz numaralı kutuyu getirin" Hemşire adama uzatmış kutuyu, adam, bir kaşık içindekinden yemiş ve anında tükürmüş... "Ama Bu bok!!!!!" Doktor sakin, "Evet! İyileştiniz. Tad alıyorsunuz artık.." Adam, parayı ödemiş sinirleri tepesinde gitmiş... Aradan birkaç ay geçmiş. Büyük bir hırsla yeniden kapısına dayanmış doktorun .. "Doktor bey, ben de hafıza kaybı başladı... Herşeyi unutuyorum...!" Doktor, adama şöyle bir bakmış yine, hemşireye dönmüş, "Kızım, sekiz numaralı kutuyu getirir misin?" demiş. Adam, hemen itiraz etmiş, "Ama, o kutuda bok var!"... Doktor, "Doğru! Bakın, hafızanız da yerine geldi!...." Adam, ağlamaklı, hırsla ödemiş parayı çıkmış dışarı... Kurmuş da kurmuş intikam planlarını... Birkaç ay sonra.. "Doktor! Ben de iktidarsızlık başladı... Durumum kötü, hiçbir şey yapamıyorum..." Doktor adamı gözüyle şöyle bir inceleyip, "Hemşire hanım sekiz Numaralı kutuyu getirir misin" diye seslenince, adam, tüm hırsıyla, "S.kecem,seni de sekiz numaralı kutunu da..." diye bağırmış.. Doktor gayet sakin, "Geçmiş olsun! Artık yapabiliyorsunuz!!!!"
...
Mafya babası haraçlarını toplaması için yeni bir tetikçi buldu. seçtiği adam sağır ve dilsizdi. Çünkü baba, bu tetikçi yakalanırsa polise fazla bir şey anlatması mümkün olamaz, diye düşünüyordu. Baba, bir gün ödemelerin geciktiğini fark etti ve tetikçiyi odasına çağırdı, bir de işaret dilini bilen tercüman buldular. Tercüman işaretle sordu: - "Para nerede?" Sağır dilsiz işaretle yanıt verdi: - "Ne parası? Benim paradan maradan haberim yok. Neden bahsettiğinizi anlamıyorum." Tercüman tercüme etti: - "Neden bahsettiğinizi anlamıyormuş. " Baba 38'liği koltuk altından çekip sağır dilsizin beynine dayadı: - "Şimdi sor bakalım, para nerede." Tercüman işaretle sordu: - "Para nerede?" Sağır -dilsiz kan ter içinde işaretle yanıt verdi: - "Şehir merkezindeki parkta, büyük heykelin olduğu kapıdan girince soldan 3. ağacın kovuğunda yüz bin dolar var." - "Ne söyledi?" dedi Baba. Tercüman yanıtladı: - "Dedi ki, hala neden bahsettiğinizi anlamıyormuş, ayrıca o tetiği çekmek de biraz göt istermiş."
...
ELEKTRIK SUPURGESI
Elektrik süpürgesi satıcısı, bir apartman dairesinin kapısını çalmış, kapıyı açan bayana - "Hanımefendi, bu elimde görmüş olduğunuz kovanın içinde at pisliği var!" demiş ve bu bir kova pisliği evin içine doğru savurarak döküvermiş. Sonra da - "Hanımefendi, elimdeki elektrik süpürgesi ile 10 dakika içinde bunu temizleyemezsem, bu moku yiyeceğim..!" Kadın satıcıya şöyle bir bakmış - "Beyefendi, üstüne domates sosu da istermisiniz? Elektrikler kesik de ....! "
C_k_m_C_K_c_K Süper SagocuxXx
Mesaj Sayısı : 754 Yaş : 28 Ruh Halin _? : Kayıt tarihi : 18/08/08
Konu: Geri: ****Fıkralar*** Cuma Ağus. 22, 2008 4:04 am
Amerika'da zencinin biri pasaportunu kaybetmiş. tam da Türkiye' ye tatile gidecegi gün. aksilik bu ya... uçağı kaçıracak, kara kara düşünürken yolda bir pasaport bulmasın mı ?!.. hemen almış yerden, bir bakmış ki Leanardo di Caprio' nun pasaportu.. (Hani varya Titanic filminde oynayan çocuk) "ne olursa olsun" demiş ve şansını denemeye karar vermiş. çıkarmış Leonardo' nun fotoğrafını, kendi fotoğrafını yapıştırmış.. uçmuş Türkiye' ye. Atatürk hava limanında görevli gümrük memurunun karsisina geçmis.. kim olabilir memur.. tabi ki temel... almış pasaportu eline temel adamın ismine bakmış : ''Leonardo di Caprio", fotoğrafa bakmış, bir zenci. adama bakmış ayni zenci... bir kaç şaşkın bakıştan sonra Temel öbür masaya seslenmiş, ula Cemal, bu Titanic batmış mıydı, yanmış mıydı...........
C_k_m_C_K_c_K Süper SagocuxXx
Mesaj Sayısı : 754 Yaş : 28 Ruh Halin _? : Kayıt tarihi : 18/08/08
Konu: Geri: ****Fıkralar*** Cuma Ağus. 22, 2008 4:04 am
Papaz ölmek üzere olan adamın üzerine eğilerek: "Ölmeden önce şeytanı ve onun kötülüklerini lanetle" der. Ancak adamdan ses çıkmaz. Papaz gene: "Ölmeden önce şeytanı ve onun kötülüklerini lanetle" der demesine ama adamdan gene ses çıkmaz. Papaz iyice sinirlenir ve: - Neden şeytanı ve kötülüklerini lanetlemiyorsun be adam? Deyince, adam sakin sakin cevap verir, - Nereye gideceğimi bilmeden kimse hakkında yorum yapmak istemiyorum!!
C_k_m_C_K_c_K Süper SagocuxXx
Mesaj Sayısı : 754 Yaş : 28 Ruh Halin _? : Kayıt tarihi : 18/08/08
Konu: Geri: ****Fıkralar*** Cuma Ağus. 22, 2008 4:05 am
Kadın Zekası
Bir kadınla bir adam ayrı ayrı arabalarında giderlerken çarpışırlar. İkisinin de arabası mahvolur ama şans eseri ikisi de hiç yara almadan kurtulur. Arabalarından sürünerek çıkarlar ve kadın adama bakıp: "Çok ilginç! Sen erkeksin ben de kadın. Arabalarımız mahvoldu ama ikimize de hiçbir şey olmadı. Bu belki de tanışıp, dost olup, hayatımızın sonuna kadar huzur içinde birlikte yaşamamız için bir işarettir" der. Müthiş heyecanlanan adam: "Evet, galiba haklısın" diye cevap verir şaşkınlıkla. "Bak, arabam hurdaya döndü ama bir şişe şarap sapasağlam. Bu kesin bir işaret. Bu şarabı içip şansımızı kutlamalıyız" diye devam eden kadın, şarap şişesini adama uzatır. Adam şişeyi alır, açar ve yarısını içip kadına verir. Kadın hemen şişenin mantarını kapatıp adama geri uzatır. Bunun üstüne adam sorar: "Sen içmeyecek misin?" Kadın cevap verir: "Hayır, ben polisi bekleyeceğim!"
C_k_m_C_K_c_K Süper SagocuxXx
Mesaj Sayısı : 754 Yaş : 28 Ruh Halin _? : Kayıt tarihi : 18/08/08
Konu: Geri: ****Fıkralar*** Cuma Ağus. 22, 2008 4:05 am
Tilki ormanda gezmektedir. Bir ağacın dalında asılı bir geyik budu görür. Açtır ama şüphelenir kontrol etmeye başlar ve görür ki bu bir tuzak. Geyik budu bir iple bombaya bağlıdır. Epeyce uzağa gider ve başını kollarının üzerine koyarak yatar, biraz sonra kurt gelir, budu görür ve yatan tilkiyi de tabi... Tilkiye sorar "ne yapıyorsun dostum". Tilki cevap verir "hiç... yatıyorum" Kurt: -Burada bir but var Tilki: -Evet var Kurt: -Neden yemedin Tilki sakince cevap verir: "BU GÜN ORUCUM" Kurt kendinden emin: "Ben yiyeyim o zaman" Tilki: -Buyur afiyet olsun. der. Kurt but 'a uzanır uzanmaz bir patlama. Ortalık toz duman kurt yaralı. Kurt hareketsiz 10 metre uzakta perişan halde yatarken, tilki sakince budu yemeye baslar. Bunu gören kurt: "LAN ŞEREFSİZ HANİ ORUÇTUN" Tilki pişkin pişkin: "Biraz önce top patladı duymadın mı ?" der....
C_k_m_C_K_c_K Süper SagocuxXx
Mesaj Sayısı : 754 Yaş : 28 Ruh Halin _? : Kayıt tarihi : 18/08/08
Konu: Geri: ****Fıkralar*** Cuma Ağus. 22, 2008 4:05 am
Adamın biri bara girer ve hemen barmen'e "bana sek bir viski" der, barmen viskiyi verir.Adam bir dikişte hepsini ağzına atar ve gargara yaparak çöpe tükürür sonrada "vay anasını ya" der. Tekrar barmene döner ve bir viski daha der. Barmen bir viski daha verir ve adam yine viskiyle gargara yapar ve tükürür.sonrada yine "vay anasını ya"der, ve bir viski daha ister. Barmen bir viski daha verir ve aynı olay tekrarlanır. Bu böyle yedi kez devam eder ve barmen sonunda dayanamaz adama sorar;" Beyefendi kusura bakmayın ama niye viskiyle gargara yapıp sonrada vay anasını ya diyorsunuz?" Adamda anlatmaya başlar. - Bara geldim tam sizin barın karşısında park eden arabalar varya, işte onların arasında bir araba girecek kadar bir boşluk var ve bir kamyon oraya park etmeye çalışıyordu. Bende gidip kamyoncuya oraya park edemezsin bu kamyon buraya sığmaz dedim. Kamyoncuda -ben sığdırırım siz kafanızı yormayın dedi. Bende göz var nizam var bu kamyon buraya sığmaz dedim. Kamyoncu birazda sinirlenerek - sanane kardeşim ben bu kamyonu buraya sokarım sen bak işine dedi. Ben yine olmaz kardeşim sığmaz deyince adam iyice sinirlendi ve ben bu kamyonu buraya sokarsam senin ağzına s.çıyım mı lan dedi. Bir viski daha versene barmen vay anasını ya...
C_k_m_C_K_c_K Süper SagocuxXx
Mesaj Sayısı : 754 Yaş : 28 Ruh Halin _? : Kayıt tarihi : 18/08/08
Konu: Geri: ****Fıkralar*** Cuma Ağus. 22, 2008 4:05 am
Üstünü Ört
Adam, karısını sevgilisiyle yatakta basmaya kararlıymış. Evden çıkınca bindiği taksinin şoförüne olayı anlatmış. Taksici şahit olmayı kabul etmiş ve bu ikili adamın evine geri dönmüşler. Tabii beklendiği gibi; çarşafı kaldırınca karısıyla adamı beraber görmüş. Koca sinirli; silahını çekmiş, neredeyse adamı öldürecek. Karısı; '' Dur! '' demiş. '' Niye? '' diye sormuş adam. '' Şimdi oturduğumuz evi kim aldı biliyor musun? Çocukları Amerika'da kim okutuyor sanıyorsun? Bodrum'daki yazlıkla, yeni tripleks villayı kim yaptırıyor sanıyorsun? Hepsini bu adam yapıyor! '' Kocası bunları duyunca daha da çok sinirlenmiş. Beraber baskın yaptıkları, şahit diye getirdiği taksiciye sormuş; '' Ne yapayım ben bu adama ha! Söyle ne yapayım? '' Taksici çok sakin bir sesle; '' Abi üstünü ört üşümesin... ''
C_k_m_C_K_c_K Süper SagocuxXx
Mesaj Sayısı : 754 Yaş : 28 Ruh Halin _? : Kayıt tarihi : 18/08/08
Konu: Geri: ****Fıkralar*** Cuma Ağus. 22, 2008 4:06 am
Yeni mahallesinde kahvede sohbet eden adama arkadaşları: ''Senin aile yaşantına hayranız, eşin ve çocuklarınla çok mutlu bir yaşantın var. Karının bir dediğini iki etmiyorsun. Bu mutluluğunun sırrını bize de anlat yoksa pısırık olduğunu düşüneceğiz.''derler. ''Kısaca anlatayım..'' der adam. ''Düğünümüz bittikten sonra karım kendi atına, ben de kendi atıma bindik evimize doğru gidiyoruz. Benim bindiğim atın ayağı takıldı ve sendeledi. Karım eğildi ve benim atıma 'Bir' dedi. Biraz daha ilerledik ve benim atımın ayağı tekrar takılıp tökezlediği zaman eşim tekrar eğilip atıma 'İki' dedi. Az sonra atım tekrar aynı şekilde tökezleyince eşim atından indi ve at'a 'Üç' dedi ve çeyizinden tabancasını çıkartıp atımı alnından vurdu. Ben şok olmuştum... Eşime bir hışımla çıkıştım ''Yazık değil mi ata, neden vurdun kadın, manyak mısın sen?'' diye bağırdım... Karım arkasını döndü ve bana 'Bir' dedi. Ve o günden sonra karımın bir dediğini iki etmedim.
...
Delikanlı evlenmek için kimi getirse bir türlü annesini razı edemiyormuş.. Yakın bir arkadaşı "Bak sana benden bir tavsiye.." demiş, "Öyle bir kız bul ki aynen annene benzesin.. Göreceksin annen ona bayılacak.." Delikanlı hayli araştırdıktan sonra bir gün gerçekten öyle bir kız bulmuş.. Görünüşü, konuşması, giyimi hatta yemek yapması bile bire bir annesi... Telefonda bunu arkadaşına anlatmış, "Ee.. Vaziyet iyi o zaman.." demiş arkadaşı.. "Yok!" demiş delikanlı hayli sıkıntılı, "Babam kızdan nefret ediyor!"
C_k_m_C_K_c_K Süper SagocuxXx
Mesaj Sayısı : 754 Yaş : 28 Ruh Halin _? : Kayıt tarihi : 18/08/08
Konu: Geri: ****Fıkralar*** Cuma Ağus. 22, 2008 4:06 am
Evine erken gelen kadın, kocasını yatakta genç bir kadınla yakalayınca dehşete düşer. Kocası “Karıcığım, durumu açıklayabilirim” der: -Bu zavallı kızı yolda görüp arabama aldım. Karnı acıkmıştı, eve getirip senin yemediğin rostoyu pişirdim. Ayakkabıları delikti, “modası geçti” diye giymediğin ayakkabını verdim. Üşümüştü, sana doğum gününde aldığım ama rengini beğenmediğin için giymediğin süveteri verdim. -Eeeee! -Kızın pantolonu yırtıktı, artık senin kalçalarının sığmadığı bir pantolonunu da verdim. Tam çıkmak üzereyken bana, “Karınızın artık kullanmadığı başka bir şey var mı bu evde?” diye sordu. Ve işte yataktayız!..
...
Adam evine Coni isimli kurt köpeği alıp çok iyi eğitmiş. Coni her söyleneni anlıyor, hatta telefona bile bakabiliyormuş. Adam evi aramış, Coni telefonda “Hav” demiş. -Coni, karım evde mi? -Hav... -Başka kimse var mı? -Hav... -Kaç kişi var? -Hav,hav... -Ne yapıyorlar? -He-he-he-he! --Yahu, ne zamandan beri yapıyorlar? -Uuuuuuuuuuuuu!..